Oyuncak ve Çocuk

 

Oyuncaklar, çocuklar için oyun oynarken kullanılan bir araç olmanın ötesinde, onların bugünü ve yarınını etkileyen önemli bir yapıdır. Çocuklar için oyun, eğlenceden çok daha büyük bir anlam taşır. Oyun oynarken çocuk kendini keşfederek, iletişimini ve bilişsel becerilerini geliştirir, dünyayı tanır ve tecrübe kazanmaya başlar. Çocuğun en önemli kendini ifade etme aracı oyundur. Kendini, duygularını ve düşündüklerini henüz sözel olarak tam anlamıyla ifade edemeyen çocuk, bu dışavurumu oyun yoluyla sağlar. Ancak, çocuğun sahip olduğu oyuncak sayısı ile oyundan aldığı katkı doğru orantılı değildir. Aksine, söz konusu oyuncak olduğunda, oyuncakların olabildiğinde az ve nitelikli olması çok önemlidir.

Yapılan araştırmalar göz önünde bulundurulduğunda, çocukların sahip olduğu oyuncaklardaki bolluğun çocukların oyun kalitesini azalttığı görülmektedir. Daha az oyuncağa sahip olan çocuk, kurduğu oyuna ve kullandığı oyuncağa daha iyi odaklanarak, yeni ve yaratıcı fikirler ortaya koyarak farklı kurgular geliştirmektedir. Böylelikle çocuk oyunu içselleştirerek kurduğu oyundan oldukça mutluluk duymaya başlar ve bilişsel gelişimine daha çok katkı sağlamış olur.

Yalnızca çocuğun arzusu ve isteğiyle oyuncak almayan aynı zamanda oyuncağın niteliğine önem veren aileler, kimi zaman oyuncak seçiminde zorluk yaşayabilirler. Burada dikkat edilmesi ve sorgulanması gereken en önemli şeylerden biri henüz almayı planladığınız oyuncağı almadan kendinize “Çocuğumun gerçekten bu oyuncağa ihtiyacı var mı? Bu oyuncak onun oyun zamanını zenginleştirecek, gelişimine hizmet edecek bir oyuncak mı?” sorularını sormanızdır. Bulunduğu ortamda birçok oyuncağa sahip bir çocuğun bir süre sonra mevcut oyuncakları bırakarak evdeki olağan eşyalarla oyun kurduğunu ve bundan büyük bir keyif aldığını gözlemlemişsinizdir. Bunun nedeni çocuğun gelişim sürecinde çocuğun ulaşabileceği her bir objenin onun oyunun bir parçası olabilmesidir. Çocuğu doğru oyuna yönlendirmek ve onun gelişimi için güvenli bir oyun ortamı sağlamak anne babanın görevlerinden biridir. Alınacak oyuncağın çocuğun gelişimine destek sağlaması, yaşına uygun olması ve onun yaratıcılığını desteklemesi oldukça önemlidir. Çocuğun kurduğu ve keyif aldığı oyunlar aslında çocuğun gelişimsel ihtiyaçları ve sorunları hakkında bizlere bilgi vermektedir.

Oyuncak alırken çocuğun isteğini gözetmek ama aynı zamanda doğru bir çerçevede kalmak adına çocuğa rehberlik etmek gerekmektedir. Diğer bir önemli konu ise bu rehberlik sırasında çocuğa oyunun ve oyuncağın yalnızca para ile alınan pahalı objelerden var olmadığını anlatmaktır. Çünkü çocukların materyale verdiği değer azaldıkça hayata, yaratıcılığa ve gerçekliğe verdiği değer oldukça artmaktadır. Yaşamının ilk yıllarında materyale görece daha az değer veren çocuğun, gelecekte kuracağı tüm ilişkilerde daha sağlıklı ve daha gerçekçi bağlar oluşturacağı öngörülebilir.

Az ve öz oyuncak kullanımı sağlanarak desteklenen çocuklarda uzun vadede birçok olumlu etkiler görülmektedir:

  • Hayal gücü gelişkin ve yaratıcı olurlar.
  • Dikkat süreleri uzar.
  • İletişimleri kuvvetlenerek sosyal iletişim becerilerini gelişir.
  • Yaratıcılığı artan çocukların okumaya, yazmaya ve sanata duydukları eğilim artar.
  • Problem çözme becerileri gelişir.
  • Sabretmeyi öğrenirler. Diğer bir değişle öz-kontrolleri desteklenmiş olur.
  • Kısıtlı seçeneklerle farklı senaryolar yaratabilen çocuk paylaşmaya daha açık olur.
  • Yalnızca oyuncakçılarda mutlu olan ve mutlu olmak için sürekli dış bir uyarana ihtiyaç duyan çocukların aksine materyal üzerinden değil, gerçeklik üzerinden mutluluk duyarlar.

Materyalist olmayan bir çocuğun paylaşmaya daha fazla meylettiği gözlemlenmektedir. Oyuncaktan çok kurgulanan oyuna değer veren çocuklar aynı değeri ilişkilerine de yansıttığı için oyun arkadaşlarına karşı paylaşımcı olurlar. Sınırsız ve her isteği filtrelenmeden kabul görmüş ve her materyali elde etmiş olan çocuğun “hepsi benim” temasından sıyrılarak paylaşmaya açık olması mümkün olmayabilir. Diğer bir yandan unutmayın ki siz ne kadar paylaşımcı olursanız çocuğunuzun da o kadar paylaşımcı olması beklenmektedir.

Anne ve babalara notlar:

  • Çocuğunuzla oyun oynarken oynadığınız oyun içerisinde paylaşım teması içersin. Örneğin, çocuğunuzla kurduğunuz oyunlarda oyuncaklarla dönüşümlü oynayın.
  • Çocuğunuzun oynadığı oyuncağı siz de oynamak için zaman zaman isteyin. Bir süre oyuncakla ilgilenip çocuğunuza geri verin. Böylece paylaştığı şeyi geri alabileceğini öğrenmesini sağlayın.
  • Çocuğunuzun paylaşmak istediği oyuncakları farklı bir kutuya koyun. Herhangi bir arkadaşı/kardeşi bir oyuncak istediğinde o kutudaki oyuncakları paylaşabileceğini anlatın. Zaman zaman çocuğunuzun paylaşmak istemediği oyuncaklar olabilir. Bu durumu anlayışla karşılayın. Çocuğunuzun kendine ait özel bir sınırı olmasına izin verin.
  • Özellikle paylaşma temasıyla henüz yeni tanışan ya da bu konuda zorlanan çocuklar için paylaşma süresi belirleyebilirsiniz. Önceden bu kuralı hatırlatarak dönüşümlü oyunlar kurabilirsiniz. Belirlenen süre dolduğunda oyuncakları değiştirin.
  • Çocuklara güvenli oyun alanları ve oyun zamanları sağlayın.
  • Çocuklara yaşıtları ile oynayacak oyun çevresi yaratın.
  • Çocukların oyunlarına katılın ama oyun yöneten ve yönlendiren tek taraf siz olmayın.
  • Oyun oynarken sabırlı olun. Çocuğa çok fazla müdahale etmeden yalnızca gerekli yerlerde ufak dokunuşlarda bulunun.
  • Çocukla beraber oyun süresini oyuna henüz başlamadan belirleyin ve belirlediğiniz süreye sadık kalın.
  • Çocuğa ev ortamında olduğu kadar, açık ve geniş alanlarda da oyun fırsatı yaratın.
  • Oyun sırasında çocukların kurguladıkları, yarattıkları, imgeleştirdikleri her bir olguyu önemseyin ve değer verin.
  • Oyunun çocuğunuzun gelişimi, iletişimi ve öğrenmesi için vazgeçilmez bir parça olduğunu, sizlerle ilişki kurması, sizlerin de onu tanımanız için elinizdeki en önemli fırsatlardan biri olduğunu hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayın.

 

Derleyen ve Yazan: Klinik Psikolog Deniz AYDIN