Materyalist Çocuklardan Materyalist Bireylere

Günümüzde insanlar sosyalleşirken, daha rahat bir yaşam sağlamak ve daha fazla gelişme kaydedebilmek adına doğal kaynakları fütursuzca kullanarak doğanın sınırlı kaynaklarına rağmen tüketim düzeylerini arttırmaktadırlar. Nüfustaki artışla birlikte toplam tüketim, hızlı bir şekilde artmaya devam etmektedir. Günümüzde çocuklar; hem doğrudan kendileri için yaptıkları harcamalar, hem ebeveynlerinin harcamalarını yönlendirmeleri, hem de geleceğin tüketicisi olmaları bakımından büyük bir öneme sahiptir. Bu nedenle çevreyi düşünerek tüketim yapan çocuklar yetiştirmek çok önemlidir.

Materyalist eğilimler, bireyin yaşamına yön veren önemli davranış kalıplarıdır. Bireyin edindiği veya edinmek istediği materyalleri, yaşamında amaç veya araç olarak görmesi önemli bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Materyalizm; gösteriş ve statü düşkünlüğü, kıskançlık, etrafına ve sosyal konulara karşı duyarsızlık, bencillik, prensip yoksunluğu, güvensizlik, sahip olma arzusu ve ayrımcılık gibi özellikleri içermektedir. Materyalizmin bireyler ve ekonomiler üzerinde olumlu etkisi olmasına rağmen, genellikle memnuniyetsizlik, kızgınlık, satın alma takıntısı ve borçlanma gibi kötü sonuçlar doğurabilmektedir.

Aile, çocuğun bilinçli tüketici olmayı öğrenebileceği en doğru yerdir. Ailede kazanılan tutum ve davranışların etkisi yetişkinlikte de devam eder. Sosyal tüketicilik oluşumunun başlangıç noktası olan ailede, bilinçli bir birey yetiştirmek adına en önemli parçanın anne figürü olduğu belirtilmektedir. Çünkü anne, babaya oranla doğumdan itibaren çocukla daha yoğun bir ilişki kurmaktadır. Yaşamın ilk yıllarında çocukların ebeveynleri özellikle de anneleri ile olumlu iletişim kurmaları, onların çok yönlü gelişiminin temellerini oluşturmaktadır. Annelerin çocuklarla kurdukları iletişim, çocuk yetiştirirken takındıkları tutum ve davranış şekilleri, çocukların tüketim davranışlarını etkilemektedir.

Çocuklarda materyalizmin etkisi, maddi eşyaların soyut anlamını, bir diğer deyişle sosyal-sembolik değerini anlamaya başladıkları yaşa ulaşmalarıyla birlikte artmaktadır. Tüketici sosyalleşme modelinde, 3-7 yaş aralığındaki algısal süreçte çocuklar, dünyalarını hemen ve kolayca gözlenebilen özelliklerle algılama eğiliminde olmaktadırlar. Mülkiyetin değerini, daha büyük ve daha çok olana sahip olmakla ilişkilendirirler.

Çocukların ve gençlerin, kitle iletişim araçları özellikle televizyon vasıtasıyla maruz kaldıkları reklam ve diğer pazarlama iletişimi mesajlarının materyalist eğilimleri arttırdığı pek çok çalışma tarafından ortaya konulmuştur. Çocukluk çağı materyalizminin çocukların mutlu, sağlıklı ve dengeli yetişkinler olmalarının önünü kestiği; kaygı ve depresyon gibi bazı sorunlara yol açtığı, bencil tutum ve davranışlara neden olduğu ve onları alkol, uyuşturucu gibi bağımlılık yapan maddelere yönelttiğine dair bulgular vardır. Ayrıca yükselen materyalizmin çocuklarda, zayıf aile içi iletişim ve kontrolsüz televizyon izlemeyle de ilişkilendirildiği görülmektedir. Bir diğer araştırmada ise çocuklarını daha az destekleyen ailelerin ve akranların, çocukları daha güvensiz hissetmeye yönelttiğini, bunun da kendine olan saygıyı arttırabilmek adına maddi varlıklara bağlanma ihtiyacına yol açtığını öne sürmektedir.

Çocukların tüketici olarak sosyalleşmesi için bir süreç gerekmektedir. Bu süreçte önemli olan nokta, çocukların hiç durmadan ve amaçsız tüketen bireyler olmaları değil; neyi, ne kadar tükettiğini ve bu tüketiminin çevreye verdiği zararları bilen bilinçli bireyler haline gelmeleridir. Bu noktada çocukların çevre bilinci olan tüketiciler olarak sosyalleşmeleri önem kazanmaktadır.

Bilim dünyasında yaşanan gelişmeler insanların hayatını kolaylaştırırken, bir diğer da dünyamız ve gelecek nesillerle ilgili endişelerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Mevcut durumu değerlendiren araştırmalarda, nüfus artışı, küresel ısınma, yer altı su düzeylerinin alçalması, tarım alanlarının azalması, azalan ormanlar, gıdadaki değerlerin ve güvenilirliğin yok olması, bitki, hayvan ve deniz canlılarının azalması gibi temel sorunların, insanlığın geleceğini riske sokan bir değere ulaştığı belirtilmektedir. Birçok araştırmacı tarafından çevre kirliliğinin esas nedeni olarak tüketim artışı gösterilmektedir. Çocukların tutum ve alışkanlıkları, yaşamın ilk yıllarında geliştiğinden dolayı, çocuklarda çevre ile ilgili algılar da erken yaşlarda oluşmaktadır. Bu algıyı doğru oluşturmak için aileye büyük bir görev düşmektedir. Araştırmalarda aile içerisindeki tüketimin çok önemli olduğunu, çevreci tüketimle en çok ilgili olan ebeveynin/eşin diğerlerinin tüketim davranışlarını değiştirebileceğini vurgulayan birçok araştırmalar bulunmaktadır.

Çocuklarda tüketici olarak sosyalleşmenin konu edildiği araştırmalarda, aile içindeki iletişim çok önemli ve ihmal edilmemesi gereken bir konudur, çünkü aile iletişimi çocuğun satın alma davranışını etkilemektedir. Aile içi iletişim, çocuğun ailenin tüketim kararlarına katılmasını, reklamlara karşı tutumunu etkilemekte ve tüketicilikte bir tecrübe kazandırarak konuyla ilgili bilgisini arttırmaktadır. Yapılan bir araştırmaya göre, yeşil ürün ve geri dönüşümlü ürün satın alma konusunda aile ile çocuk arasında iyi bir iletişim olduğu takdirde, çocukların ailelerinin fikirlerinden çok daha fazla oranda etkilendiğini ortaya çıkartmıştır.

Tüketicilikte materyalizm incelendiğinde, satın alma ve sahip olma güdüsünün ön plana çıktığı görülmektedir. Aileler çocuk yetiştirirken, çocuklarını istenilen davranışlara yönlendirmek için ödül olarak yiyecek, oyuncak gibi materyaller vereceklerini vadetmektedirler. Ödül olarak bu tüketim araçlarını kullanmak materyalist davranışları teşvik etmektedir.

Anne ve Babalara Öneriler:

  •  Aileler çocuk yetiştirirken, çocuklarını istenilen davranışlara yönlendirmek için ödül olarak yiyecek, oyuncak gibi materyaller vadederler. Ödül olarak bu tüketim araçlarını kullanmak materyalist davranışları teşvik eder! Bunun yerine sözel motivasyon kullanın. Çocuğunuz olumlu bir davranış gösterdiğinde ne kadar mutlu olduğunuzu çocuğunuzla paylaşın!
  • Çocuğunuz her yeni bir şey istediğinde, bu isteğini her koşulda ve yerine getirmeyin! Eğer öncesinde kararınızla ilgili bir konuşma yaptıysanız, ağlama krizleri ve öfke nöbetleri deneyimlese bile kararınızdan vazgeçmemeniz önemlidir. Siz vazgeçmezseniz çocuğunuz karşılaştığı uygun sınırlandırma ile baş etmeyi öğrenecektir.
  • Çocuğunuza doğru model olmanın önemini unutmayın! Siz onunla her dışarıya çıktığınızda kendinize yeni bir şeyler satın alırsanız, çocuğunuzun doğrusu sizin davranışınız olacaktır.
  • Çocuğunuzun satın almayı istediği şeyleri, yaşına uygun bir süre ile erteleyin! Bu durumda çocuğunuz o anki isteğiyle başa çıkarak dürtü kontrolüyle ilgili bir egzersiz yapmış olacaktır. Böylelikle, istediği şey üzerinde düşünebilir ve hatta fikrini değiştirmek için zamanı olur. Erteleme sürelerini yavaş yavaş uzatmak daha uygun olacaktır. İstediği şeye hemen ulaşamaması, ona beklemeyi, sabretmeyi ve olumsuz duyguları ile baş etmeyi öğretecektir. Çocuğunuzun istediğini ertelerken bir takvimden yararlanabilir, oyuncağına ulaşacağı güne kadar günlerin üzerine çarpı atabilir ya da bir sticker yapıştırabilirsiniz.
  • Çocuğunuza nesnelerin manevi değerinin ve kalitesinin önemini vurgulayın! Sizin için manevi değeri büyük olan bir şeyi çocuğunuzla paylaşabilir, ona neden sizin için çok değerli olduğunu anlatabilirsiniz.
  • Çocuğunuza biriktirmenin önemini öğretin! Bunun için birlikte bir kumbara yapabilirsiniz. Böylelikle sabretmeyi, istediği bir oyuncak için beklemeyi ve sahip olduğu nesnelere daha fazla değer, önem vermeyi öğrenecektir.
  • Çocuğunuzla birlikte geri dönüşüm yapın. Geri dönüşümle ilgili ne kadar çok bilgi sahibi olur ve ebeveynleri ile birlikte buna emek verirse çocuğun çevre bilinci o kadar gelişecektir. Çevre bilincine sahip olan çocuklar ne tükettiğine ve ne kadar tükettiğine daha çok dikkat ederler.
  • Çocuğunuzla dışarıya çıkmadan önce nerelere gideceğinizi konuşun ve önceden bir yönlendirme yapın! Dışarıya çıkmadan önce, ne istediğini belirlemek ve bunu sınırlandırabilmek adına bu karara sadık kalınması faydalı olacaktır.
  • Çocuğunuzun isteklerini kısa sürede dahi olsa erteleyebildiğini gördüğünüzde mutlaka onun bu davranışını övün!

 

Derleyen ve Yazan: Klinik Psikolog Deniz AYDIN

 

Kaynakça:

https://www.researchgate.net/publication/265865303_Cocuklar_gencler_ve_ergenlerin_materyalist_egilimlerinin_motivasyonlari_arasindaki_farkliliklar

http://dergipark.gov.tr/download/article-file/578337

http://dergipark.gov.tr/download/article-file/107127

https://s3.amazonaws.com/academia.edu.documents/46857021/Madran-Bozyigit.pdf?AWSAccessKeyId=AKIAIWOWYYGZ2Y53UL3A&Expires=1549264590&Signature=V%2BOC95nmO3oR9oIBxe9gFoeYt%2BI%3D&response-content-disposition=inline%3B%20filename%3DCocuklarin_Tuketici_Olarak_Sosyallesme_S.pdf

http://dergipark.gov.tr/download/article-file/43590