Kardeş Kıskançlığı

Her birey ilk olmak, öncelikli olmak ve özel olmak isteyebilir. Özellikle okul öncesi dönem çocuğu için ebeveynin ilgi ve sevgisi çok önemlidir. Bu yüzden çocukluk döneminde bir kardeşin dünyaya gelmesi çocukta tahtının sarsıldığı ve artık her şeyin eskisi gibi olmayacağı endişesine sebep olabilir. Bu endişenin kontrol edilebilmesi için anne babanın ve diğer kişilerin aslında hiçbir şeyin değişmediğini, onun kendileri için hala özel ve önemli olduğunu ona davranış ve konuşmaları ile hissettirmesi gerekmektedir. Kardeş kıskançlığı doğal bir duygudur bu yüzden bu duygunun bir problem olarak görülmesinden çok bu duygu ile çocuğun nasıl başa çıkacağını ona öğretmek ve anne- baba olarak yapılması gereken davranış biçimlerini öğrenmek ve uygulamak gerekir.

Kıskançlığın en büyük nedeni; büyük kardeşin en değerli varlığını, anne babasını, kardeşiyle paylaşamamasıdır. Kıskançlık sadece büyük ya da ilk çocuklarda gözlemlenen bir durum değildir. Küçük kardeş de büyüdükçe, büyük kardeşin becerileri karşısında kendini yetersiz bulup, ona tanınan ayrıcalıkların farkına vararak kıskançlık duymaya başlayabilir.

Yeni kardeş çocukların hepsinde aynı etkiye sahip olmaz. Kıskançlık çocuklarda çeşitli şekillerde ortaya çıkar;

  • Dile getirme: Bazı çocuklar kardeşlerine duydukları kıskançlığı sözleriyle dile getirir: “Keşke hiç doğmasaydı.”, “Kardeşimden nefret ediyorum.” gibi.
  • Regresyon/ Geriye dönüş: Bazı çocuklar, kardeşlerinin doğmasıyla birlikte bebeklik döneminde görülen özelliklerini yeniden göstermeye başlarlar: emzik emme, alt ıslatma vb.
  • İçine kapanma: Bazı çocuklar, sevilmediklerini düşünerek içine kapanabilir ve depresyona girebilirler.
  • Zarar verme: Kıskançlığı yoğun olarak yaşayan çocuklar da kardeşlerine fiziksel zarar verebilirler: çimdiklemek, vurmak, düşürmek gibi.

Bu belirtiler çocuğun kardeşine karşı geliştirdiği davranışlar ve tepkiler gibi görünse de, anne babaya karşı hissedilen kızgınlık ve kırgınlık duygularını yansıtıyor olabilir. Bu yüzden anne babanın tutumu kıskançlığın artmasına ya da azalmasına yol açabilir.

Öncelikle çocuğunuzu veya çocuklarınızı, yeni kardeşin gelişi ile ilgili gebeliğinizin fazla ilerlemesini beklemeden hazırlamak iyi olacaktır. Çünkü yeni kardeşin gelişine çocuğu hazırlamak önemli bir koşuldur. Başkalarının bebeğin yolda olduğunu anlayacağı duruma geldiğinde ve bebek ailenin diğer bireyleriyle sohbet konusu haline geldiğinde bu hazırlığı yapmak en doğrusu olacaktır.

Doğum Öncesi Alınabilecek Önlemler

Bebek dünyaya gelmeden önce anne ve babanın gün içerisinde ona özel zamanlar yaratabilmesi gerekmektedir. Annem beni seviyor, babam beni seviyor ve benimle ilgileniyor düşüncesini çocuğun hissedebilmesi gerekir. Bebek dünyaya gelmeden önce çocuğu dünyanın merkezi haline getirmemek, ona bağımlı yaşamamak, her zaman anne babanın varlığına alıştırmamak güzel bir başlangıç olabilir. Her istediğinin yapılmaması önemlidir. “Sen benim için önemlisin, ama bazen sana sınır koymalıyım, bunun sana olan sevgimle bir ilgisi yok” mesajını verecek davranışları kardeş dünyaya gelmeden önce öğretmelisiniz. 3 yaş öncesindeki bir çocuk için bu söylenilenler geçerli değildir. Çünkü bu yaş çocuğu bu bilgileri almak için yeterli zihinsel beceri ve davranışsal kontrolüne henüz sahip değildir.

Anne karnı belirginleştikten sonra bebeği sevme çalışmaları yapmak, bu çalışmaları yaparken onu fiziksel olarak yakınınızda tutmak ve ona dokunmak da kıskançlığı önlemek için alınacak bir diğer önlemdir. Kardeşin ne demek olduğu ile ilgili bilgileri ona anlatılmalı ve duygusal olarak aralarında bir bağın oluşmasını sağlanmalıdır. Yeni kardeş için yapılan alışverişleri onunla yapmak, bazı kıyafetleri ona seçtirmek de doğumdan sonra çocuğun kardeşiyle paylaşımlarını olumlu yönde etkileyecektir.

Yeni bir kardeşin doğumuyla çocuk terk edilmişlik ya da hiçbir işe yaramayan bir şey olma duyguları içinde kalabilir. Unutulmamalıdır ki, yeni bir kardeşin gelişi, büyük çocukların hayatının en derin izler bırakan dönemlerinden biri olabilmesidir. Bu durumda yapılacak en iyi şey, çocuklara olabilecekleri önceden ve açıkça iyi ve kötü yönleriyle ayrıntılı bir şekilde anlatmaktır. Onlara, evde alışık olunan durumun, sessizlik ve huzurun bozulacağı, gece yarısı bağırma ve ağlama sesleriyle uyanılabileceği, konuşmaların aynı seslerle kesilebileceği, ayrıca yeni doğan kardeşine bakmak için ondan yardım istenebileceği söylenmelidir. Belki böylelikle, çocuklar yeni duruma alışmakta güçlük çekmeyecek ve durumun anlatıldığı kadar vahim olmadığını düşüneceklerdir.

Doğumdan Sonra Alınabilecek Önlemler

Doğum zamanı yaklaştıkça annenin artan yorgunluğu ve endişesinin çocuğa hissettirilmemesi önemlidir. Tüm bunların gelecek olan kardeşten kaynaklandığı düşüncesine yol açabileceğinden bu dönemde her şeyin normal olduğunun gösterilmesi gerekir. Koşuşturmalar ve yaşamda yapılacak değişimler de (odaların hazırlanması, eşyaların yerlerinin değiştirilmesi, eve yeni gelecek misafirler, hastanenin seçilmesi, hastaneye gidiş gibi) çocukta gerginlik yaratabilir.

Doğum esnasında hastane içinde değil de hastane bahçesinde güvendiği bir kişi ile birlikte olması (tercihen baba) kardeşi ile ilgili duygularının alınması, gelebilecek sorularına cevaplar verilmesi ve varsa endişelerinin giderilmesi gerekir. Doğum sonrasında ise anne rahatladıktan sonra anne ile görüşmenin sağlanması yararlı olacaktır. Kardeşi ile ilk karşılaştırılma anında bebeğin kendi yatağında olması onu biraz da olsa rahatlatacaktır. Anne bebeği emzirme aşamasına geldiğinde bir kolunda bebeğin, aynı yakınlıkta da onun olmasına özen göstermelidir. Bir taraftan emzirme gerçekleşirken diğer taraftan da onunla sohbet edilmesi onu mutlu edecektir.

Eve gelindiğinde bebeğin ve onun odasındaki yeni eşyaların, hediyelerin yerleştirilmesi çalışmalarını birlikte yapabilirsiniz. Anne bebekle ilgilenirken baba eskiden olduğu gibi oyun alanında birlikte oyunlar oynamalıdır. Emzirme bittikten sonra görev değişimi yapılmalı, anne ile birlikte yapılan eğlenceli aktivitelerle aslında hiçbir şeyin değişmediği ona hissettirilmelidir.

Bebekle ilgili kızgınlık içeren uyarılarda bulunulmaması gerekir. Çıkardığı bir yüksek sesten dolayı kızılmamalı, kardeşine dokunmak istediğinde sizin kontrolünüzde dokunmasına izin verilmelidir. Bu dokunmaların gizli ve şiddetli olmaması için gözlerinizi iyi açmalısınız. Her an bir tehlike gelebilir. Böyle bir sahne ile karşılaşılırsa tepkisel olmamaya özen gösterilmelidir.

Kardeşler arasında asla bir kıyaslama yapılmamalıdır. Her çocuk ayrı gelişim hızına, yetenek ve beceriye sahiptir. Bir çocuğunuz girişken ve konuşkan olabilirken diğer çocuğunuz daha sakin olabilir. Kardeşin bakımı ile ilgili sorumluluk alması sağlanabilir. Eğer verilen sorumluluğu istemiyor ise bir zorlama yapılmamalıdır.

Kendi odası, oyuncakları, kitapları ona özeldir, paylaşmak istemiyorsa zorlama yapılmamalıdır. 3 yaş sonrasındaki bir çocuk için kardeşi ile paylaşmayı kabul ettiği oyuncaklar için odasında farklı bir yer belirlemesi istenebilir. Kardeşler kaç yaşında olursa olsun aralarında çıkar her sorunda müdahaleci olmamalı, eğer müdahale edilmesi gerekiyorsa da haklı ya da haksız olarak ayırım yapmamalısınız. Tartışma konusunu her iki taraftan da dinledikten sonra çözüm içeren davranışı sunup birbirleri ile barışmalarını sağlayabilirsiniz; böylece taraf olmaktan çıkmış olursunuz. İki kardeş arasında öfke, kırgınlık duyguları oluşabilir. Önemli olan aile içindeki her üyenin birbirine sıkı bir sevgi bağı ile bağlanmasıdır. Her neye kızılmış olursa olunsun sonunda o benim kardeşim diyebilecektir.