Disiplin ve Sınır Koyma
Kuşkusuz ki; her anne baba, çocuğunu en iyi şekilde yetiştirmek ve çocuğunun mutlu, başarılı, iyi bir kişiliğe sahip bir birey olarak toplumda yer almasını arzu eder. Günümüzde, anne babaların yaşadığı en büyük zorluklardan birisi de, çocuğa hangi durumlarda sınır koymaları gerektiği ve bunu nasıl yapacaklarıdır. Sınır koymak ve disiplin sağlamak, sıklıkla çocuğa hayır demek ve davranışlarını kısıtlamak olarak algılanabilir. Ancak çocuk yetiştirmede, ilgi ve disiplin önemli unsurlardır. Disiplin, ilgisizlik demek değildir; ilgi de, disiplinsizlik değildir, farkına varılması gereken ayrım da budur.
PEKİ DİSİPLİN NEDİR?
Disiplin temel olarak, çocuk eğitiminin bir parçasıdır. Bu anlamda disiplin, çocuğun davranışını etkin bir şekilde ele almaktır. Bunu yaparken disiplinin en temel 3 amacı vardır;
- Çocuktaki sevgi ve güven ilişkisini geliştirmek,
- Çocuğun benlik kavramını oluşturmak ve temelini atmak,
- Diğerlerinin alanlarına ve kişiliklerine saygılı olmak.
Disiplin ilk olarak ailenin, sonrasında da toplumun içindeki denge ve düzenin sağlanmasında büyük önem taşır. Bu noktada çoğunlukla disiplin kavramı; katı ve cezaya dayalı olarak değerlendirilebilir fakat gerçek anlamda disiplin çocuğun topluma uyumunu sağlamaya ve ilerideki sosyal hayatını sağlıklı bir biçimde oluşturmaya yoğunlaşarak davranışı yönlendirmeyi amaçlamaktadır. Dolayısıyla gerçek anlamda disiplin, kızgınlık ya da sertlik içermez; kararlılık, düzen ve belirlenmiş kurallara işaret eder. Disiplin çocuğa istenilen davranış ve alışkanlıkları öğretmek, kendi kendini denetleme ya da iç denetim olan ahlak gelişimini sağlar. Disiplin bir anlamda çocuğun sahip olduğu sorumluluklarıyla yaptığı hareketlerinin, doğal ve sosyal sonuçlarını kabul etmesidir. Bu da ancak çocuğunun davranışı içselleştirmesi ile sağlanabilir, dıştan gelen bir zorlamayla olmaz. Bu zorlama aileye sadece geçici çözümler sağlayacağı gibi çocuğun bir sonraki istenmeyen davranışını pekiştirir.
Şimdiye kadar sağlam bir disiplinin cezadan, ilginin de şımartmadan geçtiğine yönelik eğitim anlayışı eskilerde kalmıştır. Gerçek anlamda disiplin sorumluluk kazandırma ve sınır çizme, ilgi ise takdir etme ve istenilen davranışa destek verme olarak düşünülmelidir. Çocuklar ilgi ve ihtiyaçları gözetilerek, yerinde ve zamanında yapılan doğru yönlendirilmelerle yaşama hazırlanmalıdır. Çağdaş disiplin anlayışı olarak da adlandırılan bu yeni disiplin anlayışının asıl amacı, küçük yaşlardan başlayarak çocuklarda öz denetim mekanizmasını geliştirmektir. Çocuğun gelişim süreci düşünüldüğünde davranışı anlamlandırmak ve neyin doğru, neyin yanlış olduğunu anlamak için çocuk sık sık ailenin geri bildirimine ve tepkisine dikkatini verir. Bu noktada anne ve baba, çocuk istenilen bir davranış sergilediğinde onu takdir etmeli, övücü sözlerde bulunarak olumlu davranışın devamına destek vermelidir. İstenmeyen davranışları, yüz ifadesi ve mimiklerden de belli ederek öncelikle davranışın sonucunu kendisinin görmesini beklemeli ve açıklama yapmalıdır. Açıklamalar, çocuğun istenmeyen davranışın yerine nasıl davranacağını bulmasında yol gösterici olmalıdır. Sadece hayır diyerek engellemek yerine, ona yardımcı olmalı ve yönlendirme yapılmalıdır.
Disiplin ve sınır koyma tutarlılık içerir. Anne ve baba ne olursa olsun, benzer tutumu, tutarlı bir biçimde her defasında çocuğa sergilemelidir. Burada tutum açısından ayrılan anne ve baba davranışı, çocuğun neyin yanlış neyin doğru olduğunu anlamasını güçleştirir. Bazı durumlarda çocuğa karşı ebeveynin esnek olması da önemlidir. Örneğin; okul öncesi çocuğu bazen bir giysisini giymek istemeyebilir ya da aldığı eşyayı yerine koymayı unutabilir. Bu tip durumlarda anne babanın çocuğa zaman zaman esneklik sağlaması gerekir, çünkü buradaki esneklik çocuk için sevgi ve kabul kavramlarını beraberinde getirir. Sevilen ve kişiliğine saygı duyulan çocuk da başkalarına karşı saygı ve sevgi besler, böylelikle sevgi ve saygı çocuğun gelişiminin ilk yıllarında disiplinin temelini oluşturur.
DİSİPLİN VE SINIR KOYMADA CEZAYA ALTERNATİF YÖNTEMLER
Daha önce de disiplini, davranışı yönlendirme olarak tanımladığımıza göre ilk fırsatta cezaya başvurmak yerine başka seçenekleri değerlendirebiliriz. Öncelikle ebeveynin koyduğu kurallar açık, basit ve uygulanabilir olmalıdır. Bunun hemen ardından tutarlı olmak gelir. Benzer her davranışta çocuğa gösterilen aynı tepki, çocuk için sınırların oluşmasına yardımcı olur.
Yanlış davranışı görmezden gelmek yerine onun nedenini anlamaya çalışmalı ve tahminler yürütülmelidir. Bazen ısrarla yapılan yanlış davranışlar çocuğun anlaşılmadığını düşünerek anne babasını cezalandırmak için yaptığı davranışlar olabilir. Mesela annesi tarafından sürekli kıyaslanan bir çocuğun, annenin yanında ısrarla kıyaslandığı davranışı sergilemesi aslında çocuğun annesine gösterdiği tepki olarak değerlendirilebilir. Bu bir anlamda anneden kabul ve sevgi hissini tam olarak algılayamadığı anlamına gelebilir. Bu durumda çocuk kendini sevgisiz ve güvensiz hissedebilir.
Yanlış olarak değerlendirilen davranışı, kabul edilebilir benzer bir davranışa yönlendirmek disiplin sağlamakta faydalı olacaktır. Örneğin, sürekli cam şişeyle oynayan çocuğunuza engel olmak ve kızmak yerine ona benzer bir plastik şişe verebilirsiniz. Aynı şekilde çocuğunuza ne yapmaması gerektiğini sürekli tekrar etmek yerine, onu kararlara dahil etme yöntemleri bulabilirsiniz. Böylece çocuk kendini de durumun içine koyarak mantık yürütmeye başlar, bireysel güç ve bağımsızlık duygusu kazanır.
Çocuğunuzun sınırlarını bilmesini ve sizin de kendinize ait zaman geçirmenize izin vermesini istiyorsanız ondan bir şey rica ederken saygılı olun. Çocuğunuz bir şeylerle uğraşırken araya girip, “hemen şimdi” bir şey yapmasını istemeyin. “Bunu beş veya on dakika içinde yapmak nasıl olur?” diye sorun. Böylece o da sizi model alacak, aynı şekilde başkalarının sınırlarına saygılı olacaktır.
Çocuğunuzun iç denetimini kazandırmak istiyorsanız, ona tercihler yaptırabilirsiniz. Mesela “Şimdi saymaya başlıyorum, otuz dediğimde gitme vakti olacak.” Ya da “Çantanı arabaya kadar taşımak mı, yoksa anahtarları taşıyıp arabayı çalıştırmama yardım etmek mi istersin?” şeklinde bir tercih sunmak, çocuğun istenilen davranışın sırasına kendi karar vermesine yardımcı olabilir ve bu da onu bir sonraki adım için olumlu yönde pekiştirebilir.
Günlük olaylarınız için rutinler oluşturmak, iç disiplin kazandırmak açısından çok önemlidir. (yatak zamanı, yemek saati, oyun saati, anne/babayla oyun saati gibi) Hatta bunun için büyük bir saat ya da beyaz kağıt ve renkler kalemler kullanabilirsiniz. Günlük rutinimize göre ne yapmamız gerekiyor sorusu, çocuğunuza sorumluluk duygusunu kazandırmakta yardımcı olur. Kağıdın üzerine rutinlerinizi temsilen çizimler yapabilirsiniz, daha sonra onun üstünü çizmek çocuğunuzu motive edecektir. Her şeyden önemlisi çocuğunuzun davranışlarının sonuçlarına katlanmasını sağlayın. Dağıttığı yeri kendi toplasın, duvarı kalemle boyamışsa bırakın kendi temizlesin. Bu onun neden-sonuç ilişkisi kurmasına yardımcı olacaktır.
Derleyen ve çeviren: Betül KOÇ
KAYNAK: Çocuk Eğitimi El Kitabı, Prof. Dr. Haluk Yavuzer
Çocuğu Tanımak ve Anlamak, Prof. Dr. Haluk Yavuzer